Buğday başak olmadan önce kar altında bekler,

Her geçen gün güneşi özler.

Onu görmeden hayata döner,

Güneşi görünce sevdası artar.

Her geçen günse hasattan korkar.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Sevgime kına yaktım sana kurban olsun diye.

 
 
     Duygularımın yükünü atacağım az sonra. Gülücükler saçamayacağım belki ama hüznümü de hiç yansıtmayacağım. Yakamozdur bu yürek. Işıl ışıl yanarda, hasrete açılan kapıdan bakar. Sanırsın sen belki de sevdadandır ışıltısı. Hayır değil işte, hüzün kokar, yanık bir sevdandır parıltısı. Aslında o ışıltı sevdiğini bekleyen hüzünlü gözlerin ışıltısıdır.

     Durmuyor ellerim, uymuyor bir türlü sakin bedenime. Sanki senin ellerin ellerime değecekmiş gibi sabırsız. Ovuşur kendi başına. Oysa olmayacak ki senin ellerinle. Ovuşur bir başına. Ah keşke, keşkelerim neleri anlatır es geçmeden ah bir bilsen. Bir bilsen özler durur neler neler.

     Mantar gibi değil ki yüreğim öyle atıştıran az bir yağmur sonrası kabarıp topraktan taşsın. Olgunlaşmış bir elma gibi yeşili tadalı çok oldu. Şimdilerde kızılım. Senle kıpkırmızı olacak yüreğim. Bilir misin kırmızı rengini, hani ağlarsında kızarır gözlerin ha birde burnunun ucu. İşte bunlar gibi değil. Ülkemin rengi gibi bakınca coşturan al kırmızı. Yüreğim senle beraberken mangalda alevlenen kor kadar kırmızı, yakacak kadarda deli dolu pervasız.

     Savrulan rüzgar dağıttı aklımı. Saçlarını toplamazdın hiçbir zaman. Derdin ya hükmetsin onlar saçlarıma. Dağıtsın oynasın rüzgar saçlarımla. Benim de parmaklarım deli doludur, başına buyruktur da dağıtmak ister saçlarını. Offf ki ne offf. Olsa binlerce parmağımda saçının her teline ayrı ayrı dokunsa.
 
     İşte umut fakirin ekmeğiyse, benimde sevda yüküm melankolidir işte. Aşk karmaşası içinde kendini bilmez halde virane yüreğim. Derler ya pıt pıt atıyor kalbim, ya nasıl bir kalptir o kalp ki kuru kuru atıyor pıt pıt diye. Benim kalbim aklıma gelince sen, taşıyor kendimi aşıyor. Korkuyorum çıkacak ve de yalnız bırakacak bedenim diye.

    Her şeyi boş ver, gözlerine baktığımda içimdeki heyecanı anlatsam saatlerce yazarım. Konuşsam hiç susmam bu konuda. Çünki sen varsın bu konuda da.

     Hayaller genelde insana mutluluk verir, sen benim ulaşmaya çalıştığım acımsın. Mutluluğun ulaşamayacağı hayalim, adımı duyduğunda heyecan yükün ne ?

     Sevda bir masal ise sonu mutlu biten ve gökten düşen elmalardan biri olman lazım benim dünyamda.

     Kaç kere sever insan ve kaç kere söyler sevdiğine bunu. Çok sevdim ama çok az söyledim. Gerçekten çok sevdim.

     Sevgime kına yaktım sana kurban olsun diye. Al, olasılıksız bedenine basit bir hediyeyim.

     Ahhhhhhhhh, şimdi olsanda yanımda dağıtsam saçlarını. Yanıyor yüreğim. İçimi kazıyor yokluğun.

     Derler ya erkekler ağlamaz. Bu erkek ağlasın, sıra dışı olsun senin için. Zaten ağlıyorum yoksun. Kokuna hasretim.

    Gözlerinin yokluğuna ağlamayacağım kızı öpmem ben. Eğer aklındaysa öpmüştüm seni.

     Sırtıma aldığım o bıçağın acısı bile yokluğun kadar yakmamıştı içimi. O bile sakat bırakmamıştı bedenimi. Senin acın direk kalbime işlediği için acımın çarpanı kat kat arttı ve yanan bedenime hâkim değilim sevdiğim. Sen varsın hayatımda daha ne olsun.

     Işığı kapat sadece gözlerin kalsın parlak. Uzaktan da görürüm gözlerinin ışıltısını. Sana ait olan her şey benim sevdama ait olan. Ağlatma beni daha fazla. Dayanamıyor artık bu yürek. Sensizlikle yediğim vurgunlara inat ayaktayım hala. Acılarımı bir kenara bıraktım. Yeter ki şu çaresizliğime merhem ol. Nasıl olsa başkası olamıyor ve de olamayacak. Hiçbir kimsenin sevdası senin sevdana denk olamaz. Hatta onlar sevda bile olamaz yüreğime. Sorsalar sizce sevda nedir diye bilmiyorum derim. Nasıl yani derlerse de ben sadece kara sevdayı bilirim derim senin adını söylerim.

     Kara sevdam, gözlerimdeki büyü, ay ışığım yakamozum. Gecem sen koksun şu an. Yanımda olmasan da ben seveceğim seni. Seni özlemek her ne kadar kendimi boşluğa atmak da olsa, varsan seveceğim sonsuza kadar seni. Yoksan da özleyeceğim seni sonsuzda.

     Gökten düşen üç elma şöyle; biri sen, sonrasında ben ve diğeri de Aşk olsun. Kavuşamayan sevdalara inat. Benle veya bensiz güler yüzle kal. Çünki ben seni gülen yüzünle hatırlayacağım. Eğer ağlarsanda, ağlayan gözlerine inat senden daha çok ağlayacağım.



                                                          Osman Şimşek 07.01.2010 - 01.45

9 Haziran 2011 Perşembe

Aşkın Kokusu;

         Aşıksan yoksun bu dünyada. Yaşıyorsan da aşık olmalısın değil mi! Çok mu karmaşık. Var mı ki aşk kadar karmaşık olan. Kim anlamış ki, ne anlatsın. Sadece yerini dolduramadığım, hiçbir zaman hiçbir şeyle kıyaslayamayacağım.

         Aşkın kokusunu sürünmüştü o gece.
         Koyu karanlık altında dizleri de titredi.
         Korkusundan uzatamaz ki ellerini.
         Sadece günün yüzünü göstermesini istedi.

         Gün yüzünü yeni göstermişti. Tatlı bir fısıltı duyar gibiydi. Sanki arka fonda hep aşk şarkıları çalıyormuş gibi her yerde. Peki yüzü neden pespembe olmuştu. Titrek bakışlarını da görüyorum ta uzaklardan. Aklıysa durağan, düşünmeye gerek yok ki hiçbir şeyi.

         Şimdiye kadar çekmediği bir acıymış aşkın kendisi, işte o an anlamıştı. Varken sevdiğin yanında; hep senle mi kalacak ya da bir gün gidecek mi sorgusu sisli dar bir sokak gibi. Ya yokken sevdiğin yanında; öylece karalanmış bir sayfa, kokusuz solgun papatya ya da kısaca eksik olan her şeydir ya hayatında. İşte kısaca öyle.

         Bildiğin masalları bir daha dinlersin sonu değişecek mi diye. Az önce çok ağladığın filmi bir daha seyredersin bir zaman sonra aynı tutkuyla. Peki neden ürkek tutarsın sevdiğinin ellerini gideceğini bildiğin halde. Gözlerini kaçırırsın gözlerinden, gittiğinde özleyeceğini bildiğin halde. Neden kızarsın sonra da aşkın varlığına ki aşk mı karmaşık yoksa sen mi?

         Susmak, sessiz kalmak, söylemek istemediğin her şeyi incitmeden anlatmanın en kolay yolu. Hadi incit beni aşk diye başlarsın ve de söyle ne varsa içinde bana dair olan diye de devam edersin. İncinirsin, düşersin dizlerinin üzerine ne olur sus de. Var mı ki aşk kadar zalim olan da sen ne beklersin bir zalimden.

      Sen yinede, bırak uçup gitsin deme ümitlerine. Bırak kendini kara sulara. Aksın nerelere isterse. Boğulursan boğulursun. Ya boğulmazsan! Belki de sana aşık olacak aşk o kara suların içinde bir yerlerde. 

                Osman Şimşek - 26.02.2010-15.08