Öyle olsun. Güneş batsın da güvercinler evlerine dönsünler. Her birinin ayağında yeni bir mektup olsun. Her dağın zirvesinden bana zambakların beyaz yapraklarına yazılı şiirler getirsinler. Mektup yazan sevdalılardan istediğimi getirseler. Sonra bir mektup okusam diye ağlasam. Her mektupta üzülüp ağladığım için annem yine yasaklamasa. Kendim olsam, bir başıma kalsam. Dünyam boş olsa. Sadece yanımda mektuplarım kalsa. Demir ocağında her mektubu ateşe atsam. Sonrada bu mektupları küle çevirip bir üzengi üzerinde işlesem. Nakış nakış kendimden bir şeyler eklesem onlara. Kokusunu alsam küllerin, başımı döndürse o koku birden benim. Tekrar anneme koşsam. Elimden tutarak saçımı okşasa. Bana kendimi tekrardan hatırlatsa. Şirin bir çocuk olsam, yanaklarım kırmızı olsa ve de saçlarım rüzgarda dalgalansa. Güneşin sıcaklığını gözlerimde hissetsem. Güneşin ışığına gözlerimle yardım etsem. Bütün ömrüm boyunca hiç güneşin ışığı kesilmese. Karanlık gelmese. Ayakta kalsam, durmadan koşsam. Koşabildiğim kadar, nefesim kesilip yere düşene kadar.

Osman Şimşek - 22.12.2002
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder